İklim Değişikliği
İklim Değişikliği
İklim değişikliğini anlayabilmek için tetris oyununu düşünün. Asırlar boyunca, dünya bu oyunu ve benzerini karbon kütleleriyle oynadı. Bunlar atmosfere karbondioksit gazı olarak, volkanlardan, çürüyen bitkilerden, nefes alan canlılardan ve deniz yüzeyinden geldiler. Karbondioksit bitkiler tarafından fotosentezde kullanılarak toprak tarafında emildi ve depolandı. Bu tetris oyununu adı karbon döngüsüdür ve bu döngü evrendeki yaşamın motorudur. Karbondioksit havada kaldığı sürede güneşten gelen ve dünyadan yansıyacak olan ısının bir kısmını tutar. Böyle gazlara sera gazı diyoruz. Sera etkisi ise tutulan bu ısının dünyanın üzerini kaplamasıyla oluşur. Atmosferde ne kadar çok karbondioksit asılı kalırsa dünya o kadar ısınır.
Atmosferdeki karbon miktarı sabit kalan bir şey değildir. Astreoid çarpışmalarıyla, fotosentez miktarıyla, buzulların erimesiyle değişiklik gösterebilir. Ama son 8000 yıldır artmaya devam ediyor. Bitkiler havadaki CO2 ‘yi alırlar ve elementlerine ayrıştırıp havaya O2(oksijen) salarlar. Hayvanlar solunum için havadaki oksijeni alırlar ve CO2 salarlar. Buradan da anlaşılacağı üzere hayvanlar ve bitkiler birbirlerine bağlıdırlar. Yüz milyonlarca yıldır ölü hayvan ve bitki kalıntıları toprağın altında basınç ve sıcaklığa maruz kalıyor. Bu hayvan kalıntılarına ne oluyor? Bizim fosil yakıt diye adlandırdığımız kaynak hayvan ve bitki kalıntılarının toprağın altında yıllarca kalması ve sıkışıp oluşan basınç ve ısıyla fosile dönüşmesidir. Fosil yakıtlar dediğimiz 3 önemli enerji kaynağı vardır. Bunlar kömür, petrol ve doğal gazdır. Bu yakıtların yakılmasıyla fabrikaların, elektrik santrallerinin veya arabaların ihtiyaç duyduğu enerjiyi karşılayabiliyoruz. Fakat bu fosil yakıtların yakılmasıyla dünyanın Tetris oyununa yeni karbon blokları ekledi. Bu yakıtların yakılması havadaki karbon miktarını arttırdı. Dünya nüfusu zamanla arttı ve daha çok alanda yaşayabilmek ve tarım yapabilmek için doğayı katletmeye başladık.
Bu yüzden fosil yakıtlarla birlikte artan karbondioksit miktarını fotosentezle yok edebilecek bitki sayısını azaltmış olduk. Dünyanın karbon bloklarını azaltma gücünü düşürdük. Ve 1750’den beri atmosferdeki karbon miktarı %40 arttı ve azalacak gibi görünmüyor. Tıpkı tetris oyunundaki gibi ne kadar çok blok olursa dengeyi sağlamak o kadar zorlaşır. Atmosferdeki fazla karbon miktarı yeryüzünde daha fazla ısının hapsolmasına ve kutuptaki buzulların erimesine neden olarak sera etkisini hızlandırır. Isınan hava buzulların erimesine neden olur. Buzullar eridikçe daha az güneş ışığını yansıtabilirler bu da havanın daha hızlı ısınmasına neden olur. Hava daha çok ısınırsa okyanuslar da daha çok ısınır. Deniz seviyesi yükselir ve seller meydana gelebilir. Doğal sistemler bozulur ve havalar zamanla aşırılaşır. İklim değişikliği farklı insanları ve bölgeleri farklı şekillerde etkiyebilir. Fakat sonunda hepimizin oynamak zorunda olduğu bir oyun bu ve tetristen farklı olarak yeniden başlama ve deneme şansımız olmayacak.
Karbon Ayakizi
Her bir birey yaşadığı yere ve yaşam şekline göre farklı miktarda karbon salımına neden olur. Yediğimiz gıda tipinden ulaşım şeklimize ve elektrik tüketimimize göre hepimizin karbon ayak izi farklıdır. Örneğin araba kullanırken yaktığımız benzin, evi ısıtırken kullandığımız enerji ve yediğimiz gıdaların üretim süreci, belirli bir miktar karbondioksit salınımına neden olmaktadır.
Karbon ayak izinde en büyük payı olan faktörler şunlardır:
• Enerji tüketimi: Ulaşım, endüstriyel işlemler, elektrik ve fosil yakıt kullanımı yüksek miktarda enerji tüketimine sebep olur.
• Sanayileşme: 20. yüzyılın ortalarından itibaren sanayileşmeyle birlikte karbondioksit salımı kontrolsüz ve çok hızlı bir şekilde arttı ve artmaya devam ediyor.
• Hayvancılık: Artan et tüketimiyle birlikte besi hayvanlarının seri üretime geçmiş olması atmosfere fazla miktarda metan gazı salınımına neden olmaktadır.
• Atık maddeler: Hangi işlem ya da aktivite sonucu olursa olsun, Dünya’daki atık madde miktarı oldukça yüksek bir seviyede. Bu durum aynı zamanda Dünya’nın doğal kaynaklarına ve yaşam alanlarına da zarar veriyor.
• İnsan faaliyetleri: İnsanların günlük hayatlarında birçok işi verimli ve hızlı bir şekilde yapma adına edindikleri alışkanlıklar da karbon ayak izinde büyük bir paya sahip.
Karbon Ayak İzimizi Nasıl Azaltabiliriz?
Enerji tasarrufu yaparak ve bazı alışkanlıklarımızı değiştirerek karbon ayak izimizi azaltabiliriz. Örneğin, araba kullanmak yerine otobüs veya tren gibi toplu taşımayı kullanmak sebep olduğumuz karbon salınımını azaltacaktır. Evlerimizde tasarruflu ampul kullanmak, evimizin ısı yalıtımını güçlendirmek, mümkünse yenilenebilir enerji kaynağı kullanmak da karbon ayak izini azaltmakta etkilidir. Sığır ve kümes hayvanları da sera gazı salınımında etkili oldukları için, bu hayvanlara olan talebi ve dolayısıyla üretimi azaltmak adına daha az kırmızı et tüketebilirsiniz. Ayrıca ağaçlar karbondioksiti emip oksijen üretirler. Bu sebeple doğaya olan borcumuzu az da olsa ödeyebilmek için ağaç dikebiliriz.
İklim Değişikliği Problemini Nasıl Çözeriz?
İklim değişikliğinin bizi öldürmesini istemiyorsak tüm dünya olarak karbondioksit salımımızı senede 5 Gt (yani 5 milyar ton) karbonun altında tutmalıyız. Bugünkü salım değerimiz bunun iki katına yakın, 2054 yılına kadar da gidişatı durdurmak için hiçbir şey yapmayacak olursak bu sayı 15 Gt seviyesine çıkacak. Eğer iklim değişikliğine engel olacaksak senede 10 Gt karbon salımından tasarruf yapmamız gerekiyor. Amerikalı iki bilimci Pacala ve Sokolow un iklim değişikliği probleminin çözümüne yönelik yaptığı hesaplar doğrultusunda bize her biri 1Gt karbon/sene kısıntı sağlayacak birkaç önerisi;
• Arabaların benzin verimin iki katına çıkartalım. Yani arabalar bir litre benzinle 10km gideceklerine 20km gitsinler. Bu tür motorlar araba endüstrisinin elinde yok mu sanıyorsunuz?
•Araba kullanımımızı yarıya indirelim, haftanın üç günü işe gitmek için toplu taşıma kullanalım.
• Binalarda yalıtımla enerji kaçağını %25 oranında azaltalım. Hem doğal gaz parası cebimize kalsın, hem de iklimi koruyalım.
• Termik santraller bugün için %30 civarında verimle çalışıyorlar, yani yaktıkları kömürden elde ettikleri enerjinin sadece %30’u elektrik üretmeye gidiyor, bu santrallerin verimini ikiye katlamak mümkün ve bize senede 1Gt karbon kazancı sağlıyorlar, yapılmamalarının tek sebebi daha pahalı olmaları.
• Termik santrallerin bir kısmını doğal gaz santralleri ile değiştirelim (doğal gaz santrallerinden üretilen kapasiteyi 4 kat arttırarak).
• Termik santraller yerine kullanılmak üzere nükleer enerjiden elektrik üretimini iki katına çıkartalım.
• Termik santraller yerine kullanılmak üzere 2 milyon 1MW gücünde rüzgar santralleri kuralım (bugünkü kapasitenin yaklaşık 30 katı).
• Termik santraller yerine kullanılmak üzere güneş enerjisinden elektrik üretme sistemleri kuralım (2000 GW – bugünkü kapasitenin yaklaşık 700 katı).
• Bugün yakıt için üretilen etanol miktarını 100 katına çıkartalım (benim en az sevdiğim öneri, çünkü dünyadaki tüm tarım alanlarının %17’sini buna ayırmamız gerekiyor).
• Tropik ormanlardaki azalmayı sıfıra indirelim ve üretim için kullanılan ağaç “tarlalarını” iki katına çıkartalım. Yani normalde kullandığımız (yaktığımız değil) ağaç miktarını iki katına çıkartalım.
• Tarlaları sürmeyi bırakalım. Tarlayı sürmek toprağın altındaki organik maddelerin hava ile temas edip çürümesini ve atmosfere hızlı bir şekilde dönmesini sağlıyor. Buna karşılık toprakta delik açıp tohumları bu deliklere gömmek bize her sene 1Gt karbon kazandırıyor.
Bu önlemlerden 10 tanesi iklim değişikliğini engellemek için yeterli, ancak gördüğünüz gibi bunların çoğunu gerçekleştirmek için bireylerden çok devletlerin konuya el atmaları gerekiyor.
Yani bizler televizyonlarımızı kumandadan değil de düğmesinden kapatmaya devam edelim, ama devletler kömür santralleri yerine alternatif enerjiye yönelmedikleri ve özellikle de taşıma endüstrisini tasarrufa mecbur etmedikleri müddetçe sorunun çözümü kolay görünmüyor.
BU KONUYU ARAŞTIRIRKEN YARARLANDIĞIMIZ VE KONU HAKKINDA DAHA DETAYLI BİLGİ EDİNMEK İÇİN BAŞVURABİLECEĞİNİZ KAYNAKLAR:
http://climatechange.boun.edu.tr/iklim-degisikligi-problemini-nasil-cozeriz/
https://climatekids.nasa.gov/carbon/
http://climatechange.boun.edu.tr/iklim-degisikligi-ve-karbon/
https://www.conserve-energy-future.com/carbon-footprint.php
http://climatechange.boun.edu.tr/karbon-ayakizi/
Yazan: Ayşe Nur Kılıç
Yorumlar
Yorum Gönder