Organik Tarım

 Organik Tarım


   İnsanlar ilk başta beslenme ihtiyaçlarını avcı-toplayıcılıkla karşılıyorken ilerleyen dönemlerde doğadan öğrendikleriyle tarıma geçmiştir. İnsanlığın tarıma neden geçtiği hakkında birçok hipotez bulunmaktadır. Ancak avcılık- toplayıcılıktan tarıma geçişin oldukça isteksizce yani zorunluluklardan dolayı olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü tarım, avcılık ve toplayıcılığa göre çok daha fazla emek gerektiren bir üretim tarzıdır. Tarıma başlayan topluluklar yine
avcılık-toplayıcılığa devam ederek yerleşik yaşam tarzına geçmişlerdir. Daha sonrasında tarım toplumu olarak kabul edilmişlerdir.

• Konvansiyonel Tarım
Konvansiyonel tarım diğer adıyla “alışılmış tarımsal uygulamalar”, günümüzde yaygın olarak kullanılan tarımsal sistemdir. Kalabalık dünya nüfusunun besin ihtiyacını karşılamak amacıyla genetiği değiştirilmiş yüksek verimli bitki çeşitlerinin tek ürünlü tarımı , tarımsal kimyasal maddelerin kullanımıyla sürdürülür. Fakat konvansiyonel tarımın hem dünya hem de insan sağlığına birçok zararı vardır.
Konvansiyonel tarımda kullanılan kimyasal girdiler sonucu su kaynakları ve çevre kirlenir, toprak canlılığını ve verimliliğini kaybeder, tüketicilerde sağlık sorunları oluşur.
Kısa vadede bir verimlilik söz konusuyken uzun vadede hiç de sürdürülebilir olmayan bir tarım sistemidir. Sürdürülebilir olmayan tarım , küresel ısınmaya neden olur.

• Organik Tarım
IFOAM, organik tarımı şöyle taımlamaktadır:
« "Organik tarım toprakların, ekosistemin ve insanların sağlığının sürdürülmesini sağlayan bir üretim sistemidir. Olumsuz etkilere yol açan girdilerin kullanımına karşı ekolojik süreç, biyoçeşitlilik ve bölgesel koşullara adapte olmuş döngüye dayanmaktadır. Organik tarımın hedefi gelenek, yenilik ve bilimi birleştirerek paylaştığımız çevreye faydada bulunmak ve adil ilişkilerle yaşamın içinde yer alan herkes için iyi bir hayat sağlamaktır." »
(Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu[3])

   Organik tarım; doğanın dengesini bozmadan , üretimde hiçbir kimyasal girdi kullanmadan, sadece kültürel önlemler alarak gerçekleştirilen planlı bir tarım şeklidir. Her aşaması kayıt altına alınır. Çevre ve doğal kaynakları koruyarak üretim yapılmasını sağlar. Tüketiciye güvenilir ve verimli gıda ürünleri sunar.
Organik ürün üretiminde kullanılan tüm girdilerin doğal kaynaklardan olması zorunludur. Yani peptisitler gibi hayatımızı tehtid eden kimyasal tarım ilaçları kullanılmaz. Kimyasal tarım ilaçları yerine ekolojik alternatifler kullanılmaktadır.
   Konvansiyonel tarımda kullanılmakta olan peptisitlerin sadece %2 si hedef canlıya gitmekte, geri kalan %98 i hava, su ve toprağa karışmaktadır. Böylece ciddi derecede biyoçeşitlilik kaybı olur ve doğada da toksik maddeler birikir. Ayrıca peptisitler insanlar üzerinde hem akut hem de kronik olabilen sağlık sorunlarına neden olur. Gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde, özellikle çiftçiler üzerinde akut pestisit zehirlenmelerine sıklıkla rastlanmaktadır.Organik tarımda peptisit kullanımına yer olmadığı için bu olumsuzlukların hiçbiri görülmemektedir.
   Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), kimyasallara dayalı çiftçiliğin dünyanın gıda ihtiyacını karşılayabilecek bir seçenek olmadığını kabul ediyor.


   Ekolojik (organik) üretim yapan bir çiftçi, uluslararası bir denetleme şirketi tarafından verilen sertifikaya sahip olmak zorundadır. Bu sertifikayı alabilmesi için ürünlerini gerekli koşullarda üretmelidir.
   Türkiye'de organik tarım 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu ve ilgili yönetmelik çerçevesinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın kontrol ve denetimi altında yapılabilmektedir
   Organik tarım yöntemleri birçok ülkede yasa ve kurallarla çerçevesinde yönetilmekle beraber, standartların büyük bölümü bir şemsiye organizasyonu olan 1972'de kurulan IFOAM (International Federation of Organic Agriculture Movements - Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu) tarafından oluşturulmuştur.
   Organik tarım sonucunda elde edilen ürünler, üzerinde organik olduğunu belirten onaylanmış ve denetlenmiş etiketler taşır. Organik ürünlerin üzerinde “organik” kelimesi dışında eko, biyo terimlerini de görebilirsiniz.



   Son yıllarda insanların organik gıdaya olan ilgisi hem sağlığımızı hem de ekolojik çevreyi korumak adına daha da artmıştır. Bu gıdalara erişim sağlayabilmek organik gıda pazarları mevcut. Bu pazarlar belediyeler tarafından denetlenmektedir.

• Organik Tarım ve Konvansiyel Tarım Arasındaki Farklar
   Organik tarımda, konvansiyonel tarımdaki gibi yoğun kimyasal girdiler kullanılmaz. Bu yüzden birim alandan elde edilen verimlilik daha azdır.
   Konvansiyonel tarım kısa vadede çok miktarda tek biyoçeşitliliğe sahip ürün yetiştirmeyi amaçlar. Organik tarım, uzun vadede verimliliği ve biyoçeşitlilik açısından zengin bitkisel ürünler yetiştirmeyi amaçlayan sürdürülebilir bir sistemdir.
   Organik tarımın essas amacı verimlilik değil, sağlıklı ve kaliteli gıdaların üretimidir. Organik ürünler, üreticiden tüketiciye kadar geçen her bir süreçte sistematik bir yaklaşım ve standartla üretilir. Konvansiyonel ürünlerde herhangi bir yasal yükümlülük ve kontrol işlemleri bulunmaz.


Yazan: Melike Çağlar

KAYNAKÇA:

Belgeseller:
Toprağın uyanışı 
Zehirsiz sofralar
Zehirsizsofralar.org

permaculturturkey.org

Peptisit kullanımı ve peptisitlere ilişkin riskleri azaltmak : Nasıl bir eyleme ihtiyaç var ?

Bilgilendirme raporu _Frank Eyhorn, Tina Roner, Heiko Specking. Eylül 2015 Potamya.com

IFOAM

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ekofeminizm

Ürünlerin Doğa Dostu Alternatifleri: PET ŞİŞE

Anadolu Sığla Ağacı (Liquidambar orientalis)