Cumhuriyet Döneminden Günümüze Farmasötik Botanik Çalışmaları

İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Ana Bilim Dalı
Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi

Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi

Cumhuriyet Döneminde Üniversite Reformu ile kapanan Darülfünunların yerine açılan İstanbul Üniversitesi Hitler‘den kaçan Alman bilim insanlarını kendi bünyesine kazandırmıştır. Dönemin gözde Türk-Alman okulu olan İstanbul Üniversitesinin Biyoloji Kürsüsünde, Farmakobotanik dersi vermekte olan Prof. Dr. Alfred Heilbronn meslektaşı Prof. Dr. Leo Brauner ile en modern botanik bahçesini oluşturmaya başlamıştır. Alfred Heilbronn genç asistanlarıyla birlikte Türkiye bitkileri ve tıbbi nitelikli olanları toplayıp herbaryum materyali halinde koleksiyona başlamıştır. 

Enstitünün botanik bahçesine ihtiyacını geldiği ilk andan itibaren fark eden Heilbronn durumu hükümete bildirince botanik bahçesi oluşturulmasına izin verilmiştir. Heilbronn gerek çizimlerde gerek Alman kökenli firmaların ekipmanlarının tahsisinde büyük katkıda bulunmuştur. Prof. Dr. Leo Brauner ve diğer ekip arkadaşlarının katkılarıyla kuruluşu sağlanır. Daha sonrasında bahçe tekniği ve bitkiler hakkında yazdıkları makaleler dergilerde yayınlanır. 1935 yılında botanik bahçesine ait ilk tohum kataloğu çıkarılır. Kataloğun önemli bir özelliği de her sayfada Türkiye florasına ait endemik bir bitkiye yer verilmesidir. Bahçede ağaç, çalı, otsu, tropik ve subtropik olmak üzere 5000’den fazla bitki bulunduğu bildirilmektedir. 15000 m²'ye sahip olan bahçe 6 bölümden oluşmaktadır. Bünyesinde herbaryum, tohum bankası, botanik kütüphanesi ve botanik araştırmalar için laboratuvar bulunmaktadır. Hem yurt içi hem yurt dışı tohum takası yapılmaktadır. Zamanındaki öğrencileri için önemli bir bilimsel araştırma bahçesidir. 

2003 yılında bahçeyi oluşturma fikrini ortaya atan ve kuran Alfred Heilbronn’un adı bahçeye verilmiştir. 2013 yılında ise Diyanet İşleri Başkanlığına tahsis edilmiştir. Ağustos 2017’de ise bahçe aidiyetinin devredildiği ortaya çıktı. 2018’de üniversitenin resmi sitesinde yayınlanan habere göre eğitim ve bilimsel amaçlı kullanılmaya devam edileceği ancak eğitim binalarının boşaltılacağı bildirildi.



ISTE

İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Herbaryumu

Herbaryum kurutulmuş bitki örneklerinin belirli bir sistemle düzenlenerek saklandığı yerdir. Doğadan toplanan bitkiler preslenerek kurutulur ve özel kartonlara yapıştırılır. Bu kartonun üzerine de bitkinin toplandığı yer, toplandığı tarih, türü, cinsi ve familyasına ait bilgiler doldurulur. Ardından sergiye hazır hale getirilir. 

İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Herbaryumu 1945 yılında ilk olarak Tıp Fakültesine bağlı olan Eczacı Okulu Farmakognozi Kürsüsü dahilinde kurulmuştur. Herbaryumun kuruluşunda ve gelişmesinde 1946- 1971 tarihleri arasında Farmakognozi Kürsüsü direktörlüğūnü yapmış olan Prof. Dr.Sarim Celebioglu ve Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turhan Baytop’un emekleri büyüktür. 1956 yılından itibaren ISTE adını alan herbaryum 1964 yılında Farmasötik Botanik Kürsüsü’nün kurulması ile 7760 bitki örneği bu kürsüye devredilmiştir. Bu dönemden sonra Asuman Baytop direktörlüğünde hayatına devam etmiştir.

Mayıs 1983’te Farmasötik Botanik Bilim Dalı olarak değiştirilen bu kürsüde 1964 yılından itibaren sürdürülen çalışmaların sonucu olarak 52.000’den fazla numaralı örnek toplanmıştır. Bu örnekler süblime solüsyonu ile zehirlenmiş ve karton kılıflar içine yapıştırılmıştır. Ardından medeni dolaplar içinde saklanmıştır. Örnekler, Pteridoplıyta, Gymnospertriae, Monocotyledones ve Dicotyledones olmak üzere 4 gruba ayrılmış ve her gruptaki tayinli örnekler, familya, cins ve tür adlarının alfabetik sırasına göre dolaplara yerleştirilmiştir. Bundan başka, tayinli örneklerin taşıdığı kayıtlar kartlara geçirilmiş ve bu şekilde bir kartateks hazırlanmıştır. Burada kartlar, yukarıda adı verilen 4 gruba ayrıldıktan sonra, yine familya, cins ve tür adlarının alfabetik sırasına göre dizilmiş, aynı tür adını taşıyan kartlar, önde Trakya kartları, ardında Anadolu kartları olmak üzere, Flora of Turkey'deki kare sistemine uyularak sıraya konmuştur. Ayrıca bu dönemde hala herbaryumun büyük bir çoğunluğunu yerli bitkiler oluşturmaktadır.

1988 yılında Edinburgh Üniversitesi Botanik öğretim üyelerinden P.H. Davis tarafından yazılan Flora of Turkey adlı eserde İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Herbaryumunun da bir payı vardır. Bu herbaryumdan Edinburgh Herbaryumuna, çoğu mübadele veya ödünç, az bir kısmı da hediye yolu ile birçok örnek gönderilmiştir. Böyle bir temasın faydası tek yönlü olmamıştır. Edinburgh'a örnek göndermekle Flora of Turkey Ünitesi'nin çalışmalarına yardımcı olunmuş, fakat buna karşılık gönderilen örneklerin tayinli olarak geri gelmesiyle, ISTE içindeki Türkiye örneklerinin hem kısa zamanda ve kesin olarak tayin edilmesi, hem de bu örneklerin yurt içinde emin kıyaslama materyali olarak kullanılabilmesi imkanı sağlanmıştır. 

1992 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Botanik Bilim Dalı görevlileri, ilgilendikleri konularda bitki örnekleri toplamaya devam etmişler ve bu herbaryuma materyal getirmişlerdir. Bunun sonucunda 2 Mayıs 1988'de 58.476 sayıda olan örnek , 25 Kasım 1991'de 63.637'ye ulaşmıştır. 1995 yılında ISTE 50. yılı için yazdığı yazıda yurtdışından getirilen bitki örneklerine de yer vermiştir. Bu bitki örneklerinin sayısı yaklaşık olarak 3000 çeşidi bulunmaktadır. Birinci grupta bulunan 1735 örnek ISTE'nin ilk örnekleridir ve üzerlerinde bilgileri bulunmamaktadır. Bu örneklerin bir kısmı Paris'ten gelmiştir diğer bir kısmının da Viyana'dan gelmiş olduğunu tahmin edilmektedir. İkinci gruptaki yurtdışı örneklerin hepsinde, etiket üzerinde toplayıcı, tarih ve toplama yeri hakkında bilgi vardır. Bunlar, ISTE'ye bağış veya mübadele yolu ile gelmiş, ya da bitkilere ilgi gösteren elemanların dış ülkelere gittiklerinde oradan getirip lSTE'ye hediye ettikleri örneklerdir. Sayıları 1300 kadardır. Aynı zamanda Ocak 1995 başında, ISTE'deki numaralı örnek sayısı 67.415'tir. Yurtdışından gelmiş dış kökenli örneklerin sayısı toplam sayının % 4,5 gibi küçük bir oranını teşkil etmektedir. Bugün ise bulundurduğu tıbbi bitkiler bakımından en zengin olan herbaryumdur. Ayrıca doğada görebileceğiniz ya da görmeye fırsat bulamayacağınız 130.000’i aşkın bitki örneği bulunmakta ve bunların 3000-4000 kısmı dijital ortama aktarılmış bulunmaktadır. Herbaryumun nem ve sıcaklık değerleri belirli aralıklar ile sabit tutularak ve düzenli olarak ilaçlama işlemleri devam ederek de devamlılığını sürdürmektedir.



Farmasötik Botanik Ana Bilim Dalı Kuruluşu

İstanbul'da 1839'da başlayan bilimsel eczacılık eğitiminde, 1933 Üniversite Reformuna kadar olan dönemde, eczacılık öğrencilerine botanik derslerini veren öğretim üyelerinin hepsi hekimdir. 1933'te Atatürk'ün gerçekleştirdiği Üniversite Reformu ile yeni bir üniversite kurulunca bu üniversite içinde Fen Fakültesine bağlı olarak bir biyoloji eğitimi de başlandı. Biyolog yetiştirmek amacıyla, Süleymaniye'de yeni ve müstakil bir biyoloji binası inşa edildi ve buraya iki nebatat ve bir hayvanat enstitüsü yerleştirildi. Nebatat enstitülerinin başında, 1933 Ekiminde İstanbul'a gelen iki Alman biyolog Farmakobotanik ve Genetik Enstitüsünü kuran Ord. Prof. Dr. A. Heilbronn (1885- 1961) ve Umumi Nebatat Enstitüsünü kuran Ord. Prof. Dr. Leo Brauner (1898-1974) getirildi. 1933 Reformu ile Eczacı Mektebi Fen Fakültesi'ne bağlandı ve 1944 yılına kadar bu fakülte içinde kaldı. Bu müddet zarfında eczacı öğrencileri botanik ile ilgili derslerini biyoloji binası içinde, Prof. Heilbronn'un enstitüsünde bu biyolog profesörden ve diğer biyolog öğretim elemanlarından gördüler. Bu dersler Nebat Biyolojisi, Nebat Anatomisi, Farmakobotanik ve bir müddet için de Farmakognozi dersleri idi. 

1944'te Eczacı Mektebi Tıp Fakültesi'ne bağlandı ve adı Eczacı Okulu oldu. 1945'te bu okul içinde Farmakognozi Enstitüsü kuruldu. Bu şekilde Farmakognozi dersi Eczacı Okulu içine yerleşti. Diğer botanik dersleri için öğrenciler Biyoloji binasında devam ettiler. 1962'de Eczacı Okulu Eczacılık Fakültesi oldu. 1964'te Farmasötik Botanik dersi ve sonra 1981 'de Biyoloji dersi Eczacılık Fakültesi içine alındı. Bitki Anatomisi dersi programdan çıkarıldı. Böylece Eczacılık Fakültesi öğrencilerinin biyoloji binası ile hiçbir ilişkisi kalmadı. 

Görülüyor ki, 1839-1933 arasında, yani bir yüzyıl kadar bir süre içinde, eczacı öğrencileri botanik derslerini hekim öğretim üyelerinden görmüşlerdir. Bu dönemi takip eden 30 yıl kadar bir süre içinde, biyolog olan öğretim üyeleri eczacıların botanik eğitiminde görev almışlardır. Daha sonra, 1962'de kurulan Eczacılık Fakültesi, botanikle ilgili dersleri kendi bünyesinde, Farmasötik Botanik Dalı içinde toplamış ve kadrosuna eczacı mezunları almaya özen göstermiştir. Farmasötik Botanik Kürsüsü, Ekim 1964'te İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi içinde açtığı kuruluşlardan biridir. Kürsü kurulurken gereken kadro, malzeme ve yeri Farmakognozi Kürsüsü vermiştir. Yeni kürsü, bir profesör ve bir laborant ile işe başlamış, yeni kadrolar verilinceye kadar, Farmakognozi Kürsüsü' nün elemanlarından yardım görmüştür. 

Farmasötik Botanik Anabilim Dalı'nın başlıca iki ana görevi vardır: öğretim ve araştırma yapmak ve Eczacılık Herbaryumu 'nun (ISTE) bakımı ve gelişmesini sağlamak. İlk adı Farmasötik Botanik Kürsüsü ve daha sonraki adı Farmasötik Botanik Bilim Dalı olan bugünkü Farmasötik Botanik Ana Bilim Dalı'nın kuruluşu, İstanbul Üniversitesi Senatosu'nun 16 Temmuz 1964 tarihli toplantısına rastlar. Kürsü, daha sonra Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) 3 Mayıs 1983 tarihli toplantısında bilim dalı olmuştur. Daha sonra da Fakülte Kurulunun 19 Temmuz 1993 tarihli toplantısında YÖK'ün 9 Haziran 1993 tarihli kararına dayanarak, anabilim dalı durumuna getirilmiştir. 4 Kasım 1963'te öğretime başlayan Eczacılık Fakültesi, okuttuğu bütün disiplinleri kendi bünyesinde toplamayı amaç edinmiş ve fakülte içinde 5 yeni kürsünün kurulmasını gerçekleştirmiştir, Farmasötik Botanik Kürsüsü, bu kürsülerden biridir. Bu kürsü, 3 Mayıs 1983 tarihli Yüksek Öğretim Kurulu kararı ile Farmasötik Botanik Bilim Dalı adını almıştır. Fakültenin ilk dekanı Prof. Dr. Turhan Baytop 'un başkanlığı altında, 22 Mayıs 1964 günü toplanan Profesörler Kurulu, bu toplantısında Farmasötik Botanik Kürsüsü’ nün kurulmasını görüşmüş ve bu iş ile ilgili olarak Prof. Dr. Rasim Tulus, Prof. Dr. Asuman Baytop ve Doç. Dr. Nedime Ergeç'ten oluşan bir komisyon seçmiştir. 

Komisyon raporunu hazırlanmış, rapor 26 Haziran 1964 tarihli Profesörler Kurulu toplantısında oy birliği ile kabul edilmiş, kadro ve materyali Farmakognozi Kürsüsü tarafından verilmek suretiyle, Farmasötik Botanik Kürsüsü’nün kurulması kararlaştırılmıştır. Bu karar, 16 Temmuz 1964 tarihinde, Rektör Prof. Dr. Celal Saraç’ın başkanlığı altında yapılan Üniversite Senatosu toplantısında kabul edilmiştir. Bu nedenle, Farmasötik Botanik Kürsüsü'nün kuruluş tarihi 16 Temmuz 1964'tür ve bu kürsü, kuruluşunu ilk gereksinmelerini ona sağlamış olan Farmakognozi Kürsüsü (bugünkü adı: Farmakognozi Ana Bilim Dalı) öğretim üyeleri Prof. Dr. Sarım Çelebioğlu'na (direktör) ve Prof.. Dr. Turhan Baytop'a borçludur.

İlk atama, 6 Ağustos 1964 günü toplanmış olan fakülte Profesörler Kurulu kararıyla, Farmakognozi Kürsüsü'nde görevli bulunan Prof. Dr. Asuman Baytop'un kadrosu ile yeni kürsüye naklidir. Az sonra, Ekim 1964'te gene Farmakognozi Kürsüsü görevlilerinden laborant Şükran Utku, kadrosu ile yeni kürsüye nakledilmiştir. Böylece kürsü çalışmaya başlamış ve yeni kadrolar temin edilinceye kadar, Farmakognozi Kürsüsü asistanları, laborantları ve müstahdemleri, yeni kürsünün işlerinde yardımcı olmuşlardır. 1965 yılında, 582 sayılı Kanun ile fakültenin kadrosu kabul edilmiş ve Fakülte Kurulu, Farmasötik Botanik Kürsüsü 'nün kadrosunu 1 profesör, 1 doçent ve 3 asistan olarak saptamıştır.

Kürsünün ilk asistan kadrosuna, Kasım 1965'te, Farmakognozi dalından üniversite Doçenti Eczacı Dr. Nevin Tanker atanmıştır. Kürsünün ilk doçenti de Dr. Nevin Tanker'dir ve kadroya atanması Temmuz 1966'da olmuştur. Ancak 1954'ten beri İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde görevli bulunan Doç. Dr. Tanker, Şubat 1968'de Kürsüden ayrılmış, yeni kurulmuş olan Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne nakletmiş, eşi ile bu yeni fakültenin Farmakognozi Kürsüsü'nün kurulmasında ve gelişmesinde emek sarf etmiş ve 1974'te profesör olmuştur. Kürsünün ilk devrelerinde asistan veya uzman kadrolarında çalışmış olan ve bir süre sonra nakil, eczane açma, ailevi nedenler, şehir değiştirme gibi sebeplerle kürsüden ayrılanlar olmuştur. 



Akademisyenler

Prof. Dr. Asuman BAYTOP

1920'de İstanbul'da doğmuştur. İlk, orta ve lise öğrenimini İstanbul'da yapmış. Haziran 1943'te İstanbul Üniv. Fen Fakültesi Eczacı Okulu'ndan mezun olmuştur. Aynı yılın Eylül ayında İstanbul Üniv. Fen Fakültesi Farmakobotanik ve Genetik Kürsüsü 'ne asistan olarak girmiş ve burada Genel Botanik, Farmakobotanik ve Farmakognozi ders ve laboratuvarlarında Ord. Prof. Dr. A. Heilbronn'un asistanlığını yapmıştır, 1947-1949 yılları arasında İsviçre'ye gitmiş, Zürich'te Eidgenössische Technische Hochschule 'nin Eczacılık Enstitüsü'nde, Farmakognozi branşında, Prof. Dr. H. Flück 'ün yanında doktorasını yapmış ve Dr. sc. nat. unvanını almıştır. Asuman Baytop, daha sonra ETH Zürih’e gitti ve Eczacılık Okulunda doktora çalışmalarına başladı. Prof. Dr. Hans Flück danışmanlığında doktorasını bitirdi. 1949 yılında İstanbul Üniversitesi’ne geri döndü ve farmakognozi kürsüsünde asistan olarak çalışmaya başladı. İsviçre’deyken topladığı 601 bitki örneğini yanında getiren Baytop, bunları İstanbul Üniversitesi’ne bağışladı.

 Çalışmalarına devam eden Asuman Baytop, 1964’te ise Farmasötik Botanik Kürsüsü direktörü oldu. Ayrıca İSTE Herbaryumu’nun (İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Herbayumu) kurulması ve sürüdürülmesi için bir çok çalışma yaptı. 23 binden fazla örneği bu herbaryuma Asuman Baytop kazandırmıştır. Günümüzde İSTE Herbaryumu binlerce örnekle Türkiye’nin önemli herbaryumlarından biri olarak botanikçilere kapılarını açmaktadır. Asuman Baytop’un çalışmaları Türkiye’nin florasının ortaya çıkarılmasına yönelik olup, çok önemli katkılar sağlamıştır. Ancak Baytop, sadece flora çalışmalarıyla kendisini sınırlamamıştır. Botanik alanındaki çalışmaların tarihiyle de ilgilenmiştir. 

Anadolu’da ilk bitki toplayan araştırmacılar, botanik araştırmalarının tarihi hakkında çalışmalar yürütmüş, Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sindeki bitkileri incelemiştir. “Türkiye’de Botanik Tarihi Araştırmaları” kitabı Asuman Baytop’un bu alanda verdiği eserlerden biridir. Asuman Baytop, pek çok öğrenci yetiştirmiş, kitapları ve yazdığı eğitim materyalleriyle bir çok öğrencinin eğitim hayatına girmiş, Türkiye florasının keşfedilmesinde önemli rol oynamış ilk kadın botanikçilerimizdendir.

Prof. Dr. Turhan BAYTOP

20 Haziran 1920'de İstanbul'da doğdu. İlk öğrenimini İstanbul ve Babaeski'de, orta öğrenimini Kırklareli'de yaptı. Lise öğrenimini, Edirne ve İstanbul'dan (Kabataş Lisesi) sonra Erzurum'da 1941'de tamamladı. 1945'de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Eczacı Okulu'ndan mezun oldu. 1948'de, aynı okuldaki Farmakognozi Enstitüsü'ne (direktörü Prof. Dr. Sarım Çelebioğlu) asistan girdi. Ord. Prof. Dr. Alfred Heilbronn'un yönetiminde başladığı tezi ile Haziran 1949'da Dr. Pharm. ünvanını aldı. 1951- 1952'de, bir yıl süre ile Paris Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Kürsüsü'nde (direktörü Prof. Dr. René Paris) çalıştı. 1953'te doçent, 1963'te profesör oldu. Okul, Fakülte olunca, dekan seçildi. 1987'de yaş haddinden dolayı emekli olduğu zamana kadar geçen süre içinde, değişik tarihlerde beş dönem dekanlık yaptı. 1969'dan itibaren, Farmakognozi Anabilim Dalı başkanlığını sürdürdü. 25 Haziran 2002'de İstanbul'da vefat etti. 

İlk çalışmaları, tıbbi bitkilerin botanik ve kimyasal yönlerden incelenmesi konusundadır. Yönettiği Farmakognozi Kürsüsü'nde, genç elemanlara bu konularda araştırma yaptırmış ve 1976 yılında, o zamandan beri iki yılda bir muntazaman yapılmakta olan Bitkisel İlaç Hammaddeleri Toplantılarını başlatmıştır. Farmakognozi alanındaki bu çalışmaları ile birlikte, Türkiye florası üzerindeki araştırmalarını yürütmek için T.Baytop, Anadolu'nun hemen hemen her bölgesinde dolaşmış, bitki örnekleri toplamış, onların renkli resimlerini bizzat çekmiş, topladığı örnekleri Eczacılık Fakültesi Herbaryumu'na vermiştir. 

Arazi çalışmalarından toplayıp getirdiği başlıca soğanlı bitkileri, Maltepe'deki evinin bahçesinde yetiştirmiş ve bahçeyi araştırmaya yönelik canlı bir bitki koleksiyonu, yani küçük bir botanik bahçesi haline getirmiştir. Geçmişe meraklı olan T.Baytop, Osmanlı döneminde yetiştirilen süs bitkilerinden lâle ve gülün de geçmişini araştırmış ve onları bize tanıtmak istemiştir. Lâle ile ilgili kitabı, İngilizce ve Japoncaya çevrilmiştir. Kısaca belirtmek isteriz ki, T.Baytop araştırmayı ve araştırma sonuçlarını yayımlayıp bilgisini başkalarına aktarmayı seven, çok yönlü bir öğretim üyesi olmuştur. 330 kadar yayını arasında bulunan ders kitapları dışında yayımlamış olduğu diğer kitapları şunlardır: 
Türkiye'de Bitkiler ile Tedavi (1984 ve 1999), 
The Bulbous Plants of Turkey (1984, B.Mathew ile birlikte), 
Türk Eczacılık Tarihi (1985 ve 2001), 
İstanbul Lalesi (1992, 1996 ve 1998), 
Türkçe Bitki Adları Sözlüğü (1994 ve 1997), 
Eczahane'den Eczane'ye (1995), 
Laboratuvar'dan Fabrika'ya (1997), 
Türk Eczacılık Tarihi Araştırmaları (2000), 
Anadolu Dağlarında 50 Yıl (2000 ve 2001), 
Türkiye'de Eski Bahçe Gülleri (2001), 
İstanbul Florası Araştırmaları (2002).

Ord. Prof. Alfred HEILBRONN

Heilbronn, 28 Mayıs 1885'te Fürth 'te (Bavyera) doğmuş, üniversite öncesi öğrenimini Fürth ve Nürnberg’de yaptıktan sonra, Münih'te LudwigMaximilian Üniversitesi 'nde tabii ilimler (botanik, fizik, kimya) ve yan dal olarak da felsefe ve müzik okumuş, 1910'da bu üniversiteden mezun olmuştur. Kısa süreler Berlin, Monako ve tekrar Berlin'de araştırma ile ilgili görevlerde bulunduktan sonra 1912'de Münster 'e, üniversitenin Botanik Enstitüsü'ne yerleşmiş, 1913'te doktora tezini vermiş, 1914'te doçent, 1919'da profesör olmuş ve 1923'te aynı üniversitenin Genetik Enstitüsü direktörlüğüne getirilmiştir. 1932'de, Hitler rejimi karşısında, Zürih'e geçmek durumunda kalmış, buradan Türkiye'ye davet edilmiş, 1933 Üniversite Reformu ile yeniden düzenlenen İstanbul Üniversitesi'nde, Fen Fakültesi Farmabotanik ve Genetik Enstitüsü direktörlüğüne tayin edilmiştir. A. Heilbronn bu görevine Ekim 1933'te başlamıştır. Bu sırada kendisi 48 yaşındadır, evlidir, bir oğlu ve bir kızı vardır. A. Heilbronn 1960 yılına kadar Türkiye'de kalmıştır. Türkiye'de bulunduğu zaman içinde, eşi 1944'te İstanbul'da vefat etmiş, kendisi 1947'de Türk uyruğuna kabul edilmiş, 1948'de Doç. Mehpare Başarman ile evlenmiş, 1955'te yaş haddinden dolayı yetmiş yaşında emekliye ayrılmıştır. Bundan sonra sözleşmeli olarak üniversiteye devam etmiş, 

1960’ta Almanya'ya dönmüş, Münster Üniversitesi'ne botanik ve genetik onursal profesörü olarak atanmış ve 17 Mart 1961 'de Münster' de vefat etmiştir. Türkiye’deki Bilimsel Faaliyetleri: Heilbronn, Ekim 1933'te İstanbul 'a geldiğinde, kısa bir alışma ve yerleşme devresi geçirdikten sonra bilimsel faaliyetlerine yeniden başlamıştır. Bu yıllarda Fen Fakültesi, Beyazıt'ta Zeynep Hanım Konağı'nda bulunuyordu ve Botanik Enstitüsü de burada idi. Fen Fakültesi'ne aynı yılda görevli olarak gelmiş iki yabancı biyolog vardı: Alman bitki fizyoloğu Prof. Dr. L. Brauner ve İsviçreli zoolog Doç. Dr. A. Naville. Konaktaki gayri müsait koşullar karşısında, üniversiteye modern ve müstakil bir biyoloji binası gerekiyordu. "Nebat Biyolojisi" ve "Genetik" dersleri dışında, A. Heilbronn farmasötik botanik ve farmakognozi ile de meşgul olmuştur. Bu konularla ilgili olarak, 1940 ve 1948 Türk Kodekslerini hazırlayan Kodeks Komisyonlarına üye seçilmiş, bu kodekslerdeki bitkisel droglara ait bahisleri yazmış ve Kodeks 'e bu drogları anatomik olarak tanıtan şekiller ilave etmiştir. 

Bilginin araştırma ile kazanılabileceğine inanmış olan A. Heilbronn, farmasötik botanik ve farmakognozi alanlarının temeli olan floristik çalışmalara hemen başlamış, bunun için öğrencileri ve asistanları ile birlikte, İstanbul yakınlarına, Anadolu'ya botanik geziler tertip etmiş, bitki örnekleri toplamış, Türkiye florasını tanımaya ve onu çalışma arkadaşlarına tanıtmaya gayret etmiştir. Heilbronn ancak 5 yıl kadar eczacılık öğrencilerine Farmakognozi derslerini vermekle yükümlü kalmış ve 1945'te, Eczacı Mektebi, Fen Fakültesi'nden alınıp Tıp Fakültesi'ne bağlandığı ve bu okul içinde bir Farmakognozi Kürsüsü kurulduğunda bu dersi yeni kürsüye devretmiştir.


Ord. Prof. Dr. Leo BRAUNER

I. Dünya Savaşı sırasında Avusturya-Macaristan ordusunda subay olarak askerlik hizmetinde bulunmuş, üniversite tahsiline Viyana'da başlamış, sonra Greifswald ve Jena 'ya geçmiş ve 1922'de Jena Üniversitesi'nden mezun olmuştur. Önce Berlin ve Würzburg Üniversiteleri Botanik Enstitülerinde çalıştıktan sonra, 1925'te Jena' ya yerleşmiş ve 1932'de burada ausscrordentlicher Professor (Kürsü direktörü olmayan profesör) olmuştur. Nisan 1933'te, Musevi asıllı olması nedeniyle Alman Hükümeti tarafından işine son verilmiş, Ağustos 1933'te Oxford'da görev almış, Ekim 1933'te eşi ile birlikte İstanbul'a gelmiştir. İstanbul'da "Fen Fakültesi Umumi Botanik Enstitüsü" direktörlüğüne ordinaryüs profesör olarak atanmış, burada 22 yıl hizmet verdikten sonra, 27 Haziran 1955'te Türkiye'den ayrılmış ve Münih'te Botanik Enstitüsü ve Botanik Bahçesi'nin direktörlüklerini üstlenmiştir. 1968'de emekli olmuş ve 1 Ocak 1974'te Münih'te vefat etmiştir. 1933 Üniversite Reformu sırasında İstanbul'a davet edilen Brauner (1898-1974) sonbahar 1933'te İstanbul'a geldi ve Fen Fakültesi içinde "Umumi Nebatat Enstitüsü’nü kurmakla görevlendirildi. Ord. Prof. Dr. L. Brauner, bu enstitünün direktörü olarak Süleymaniye'deki modern ve müstakil "Biyoloji Binası" içinde yer ve malzeme bakımından geniş imkanlar içinde çalıştı, birçok biyolog yetiştirdi, genç yardımcılarını deneysel araştırmalara yöneltti ve enstitüyü yetişkin asistan ve doçentlere bırakarak 1955'te Almanya'ya döndü. 

Prof. Brauner bir bitki fizyoloğudur. Biyoloji öğrencilerine Fizyoloji ve Sistematik derslerini vermiş, Nebatların Metabolizma Fizyolojisi, Nebatların Büyüme ve Hareket Fizyolojisi, Tohumlu Bitkilerin Sistematiği, Kriptogramların Sistematiği ve Evrimi adlı dört ders kitabı yazmıştır. Bilimsel araştırmalarının tümü Bitki Fizyolojisi alanındadır. Kendisiyle birlikte çalışanlarını da bu konuda yetiştirmiş, yine bu konuda altı doktora tezi yönetmiştir. Türkiye'de bulunduğu 1933-1955 yılları arasında, çoğu İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Mecmuasından olmak üzere 32 bilimsel makale yayımlamıştır. Bunların yarısı tek imzalı, diğerleri ya asistanları ya da botanist olan eşi Marian ne Brauner ile birliktedir. 1941- 1955 yılları arasında, bu mecmuanın yayın kurulunda çalışmış, kuruluşundan itibaren "Türk Fiziki ve Tabii İlimler Cemiyeti’nin bir üyesi olmuş, 1938- 1942 arasında bu cemiyetin yönetim kurulunda ikinci başkanlık görevini üstlenmiştir. 

Prof. Brauner, 1933 Reformu'nda, İstanbul Üniversitesi'nde Bitki Fizyolojisi alanında deneysel araştırmaları başlatan ilk öğretim üyesidir. Kendisi bilime son derece bağlı, sakin ve düzenli bir araştırıcı, titiz bir öğretici ve insan seven değerli bir hoca olarak sevilmiş ve sayılmıştır.

Prof. Dr. Nebahat YAKAR TAN 

Henüz öğrenci iken, 1936'da Farmakobotanik ve Genetik Enstitüsü'nde Ord. Prof. Dr. A. Heilbronn'un yanında asistan olarak göreve başlamış, mezun olduktan sonra aynı enstitüde namzet asistan ve 1941'den itibaren de asil asistan olarak çalışmıştır. 1949'da "Les caracteres morphologiques et anatomiques de Digitalis ferruginea L." adlı tezi ile pek iyi dereceden fen doktoru unvanını ve 1950'de "Pseudogamy in Digitalis ferruginea L." adlı tezi ile de üniversite doçenti unvanını almış, 1953'te eylemli doçent, 1963'te profesör olmuş, 1973'te, Prof. Dr. Sara Akdik'in (1897-1982) emekli olması dolayısıyla, Botanik ve Genetik Enstitüsü Başkanlığına atanmıştır. 1 Ocak 1984'te emekli olmuş ve 8 Mart 1997'de İstanbul'da vefat etmiştir. Kabri Zincirlikuyu Mezarlığındadır. 

Prof. Yakar, yurt dışında ABD ve İsveç'te genetik enstitülerinde çalışmak imkanını bulmuş, milletlerarası botanik kongrelerine katılmış, yurt içinde de araştırma gezileri yapmıştır. Eczacı öğrencilerine ders vermiş biyologlar arasında Prof. Dr. Nebahat Yakar (1915-1997) da vardır. Prof. Yakar'ın eczacı öğrencilerine hocalığı, Prof. Heilbronn'un verdiği Nebat Biyolojisi dersinin pratiklerini yaptırmak, Bitki Anatomisi dersini vermek, Prof. Heilbronn emekli olduktan sonra da Bitki Biyolojisi derslerini başka öğretim üyeleri ile yürütmek suretiyledir. Onun Farmasötik Botanik ve Farmakognozi dersleri ile ilişkisi olmamıştır. Prof. Yakar, tartışmanın ve tenkit edilmenin faydasını idrak etmiş, dürüst, inanılır bir araştırıcıdır. Güvenilir ders kitaplarından, aralarında çok sayıda eczacının da bulunduğu birçok öğrenci faydalanmıştır. 

Prof. Yakar'ın İstanbul'da üniversite kitaplığında ve Fen Fakültesi Botanik Ana bilim Dalı Kitaplığı'nda mevcut olan kitapları şunlardır: 
Bitki Mikroskopisi Kılavuz Kitabı 1960,1982, 
Sitoloji (Hücre-bilimi) 1982, 1987, 
Bitki Morfolojisine Giriş. Tohumlu Bitkilerin İç ve Dış Morfolojisinin Ana Hatları 1973, 1976, 1983,
Genel Botanik (E. Bilge ile) 1976, 1979, 1987, 
Renkli Türkiye Bitkileri Atlası 1964 1966. (Sf. 353-354)




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ekofeminizm

Ürünlerin Doğa Dostu Alternatifleri: PET ŞİŞE

Anadolu Sığla Ağacı (Liquidambar orientalis)