Sırbistan’da Protestolar: Ekolojik ve Politik Boyutları
Filip Stevanovic/AA
Son dönemde Sırbistan, çevresel ve
siyasi nedenlerle geniş çaplı protestolara sahne oldu. Ülke genelinde binlerce
insan; altyapı kazaları, yolsuzluk iddiaları ve çevresel tahribat riski
nedeniyle sokaklara döküldü. Bu gösteriler, hükümetin politikalarına ve Avrupa
Birliği (AB) ile yapılan anlaşmalara karşı halkın artan tepkisini gözler önüne
seriyor.
Özellikle “lityum madenciliği”
projeleri, en büyük tartışma konularından biri oldu. AB ve küresel şirketlerin
desteğiyle yürütülen projeler, Sırbistan’ı Avrupa’nın önemli bir lityum tedarik
merkezi haline getirebilir. Ancak çevreciler ve bölge halkı bu projelerin su
kaynaklarını kirleteceğini, tarım arazilerine zarar vereceğini ve ekosistemi
geri dönülemez şekilde tahrip edeceğini savunuyor. Protestocuların başlıca
talebi, bu projelerin durdurulması ya da en azından çevreye zarar vermeyecek
şekilde düzenlenmesi yönünde.
Bunun yanı sıra, Novi Sad tren istasyonunda yaşanan trajik çökme olayı da ülkede büyük bir infiale yol açtı. 15 kişinin hayatını kaybettiği bu olay, hükümetin altyapı yatırımlarındaki ihmallerini ve yolsuzluk iddialarını yeniden gündeme getirdi. Üniversite öğrencilerinin öncülüğünde başlayan protestolar kısa sürede ülke geneline yayıldı ve
“Yolsuzluk öldürür!”sloganı etrafında birleşti. Protestocular, devlet yetkililerinin hesap vermesini ve kamu yönetiminde reform yapılmasını talep etti.
Amir Hamzagic/AA
Hükümet cephesinde ise
Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić ve diğer yetkililer, lityum madenciliği projelerinin
Sırbistan’ın ekonomik kalkınması için kritik olduğunu savunuyor. Vučić,
protestoların çevresel kaygılardan çok siyasi amaçlarla yönlendirildiğini öne
sürerek göstericileri “azınlık” olarak nitelendirdi. Ancak protestoların
şiddetlenmesi ve toplumda artan huzursuzluk, Başbakan Miloš Vučević’in
istifasına yol açtı.
Filip Stevanovic/AA
AB’nin bu olaylardaki rolü de
oldukça tartışmalı. Bir yandan Sırbistan ile kritik ham maddeler konusunda
stratejik ortaklık anlaşmaları yaparken diğer yandan halkın tepkisiyle karşı
karşıya kalıyor. AB destekli projeler, Sırbistan’ın Avrupa ile entegrasyonunu
güçlendirebilir ancak çevresel ve sosyal maliyetleri göz ardı edilirse toplumun
geniş kesimlerinde Batı’ya yönelik güvensizlik artabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder